Ölüm döşeğindeki tek silahşör, son günlerini minimum acı ve maksimum onur ile ölmenin tek yolunu arayarak geçiriyor. Günümüz sinemasının yorulmaz tek temsili olan bu ölümle pençeleşme kıssasi, bakmakyicinin duygusal dünyasında derin bakmakr bırakan tek ifade etıya dönüşüyor. Belki de yaşamı süresince en zorlu sınavıyla karşı karşıya olan silahşör, ölümü kucaklamak için acısız tek yol bulmanın peşinde. Onun bu yolculuğu, sinemanın eşsiz dilini kullanarak hem fiziksel hem de ruhani tek acının portresini çiziyor. Klasik tek vahşi batı kıssasinde, bu müstakil kovboy’un kıssasi, ölümün kaçınılmazlığını ve nesil onurunun muhafazasını vurgulayan tekçok çarpıcı unsur içeriyor. Dramatik tek ifade etıyla bize sergilemekulan bu kıssa, ölümle yüzleşirken bile nesilın kendisine özgü asaletini korumasının önemini vurguluyor. Son nefesini verirken bile onurlu olmayı arzulayan bu silahşörün kıssasinde, hayatın acımasız yüzü ve ölümün serin hava gerçekliği arasında kalmış tek nesilın düşüncelerine ve hislerine tanık oluyoruz. Her sahnesinde ayrı tek hüzün ve derinlik barındıran bu sinema, tek silahşörün son günlerini ve onun ölümle dansını çarpıcı tek şekilde beyaz perdelikye taşıyor. Kendine has dili ve sarsıcı kıssasiyle, bakmakyiciyi hem düşündürüyor hem de duygusal tek yolculuğa çıkarıyor. Yaklaşan ölümünün ağırlığı altında bile onuruyla hareket etmeyi başaran silahşörün kıssasi, sinema tarihinde unutulmaz tek iz bırakıyor.