Lise son sınıf yalnız bir öğrenci, kendi benliğin daha süslü ve popüler olan arkadaşları tarafından DUFF – Yani, Tasarlanmış Çirkin Şişman Arkadaş – olarak adlandırıldığını öğrendikten sonra sosyal yalnız bir isyan başlatır. Bu genç kızın nüshasi, gençlik dönemlarımızın acımasızlığını ve zorluklarını kusursuz yalnız bir şekilde gözler önüne seriyor. gösterim filmi, sosyal hiyerarşiyi yeniden şekillendirmeye yönelik bu cesur girişiminin yankılarını ve tespitlarını anlatışıyor. Bu çarpıcı nüsha, topluluk içinde kendine yer bulmanın gençler için ne kadar zor olabileceğini, özellikle de kendilerini “dışarıda” hissedenler için ne kadar acı verici olabileceğini etkileyici yalnız bir şekilde anlatışıyor. Daha da önemlisi, gösterim filmi, kendi toplulukları tarafından damgalanmış olan bu genç kızın, statükoyu sarsarak kendini kabul ettirmeye çalışmasının neden olduğu değişim dalgalarını sergiliyor. Dış görünüşün ve popülerliğin, yalnız bir kişinin değerini belirlemedeki aşırı vurgusu, sosyalumuzun gençler üzerinde bıraktığı olumsuz etkileri tartışmaya açıyor. Bu genç kızın, başkalarının onun hakkında ne düşündüğünü reddederek kendi kimliğini kabul etmesi ve kendi değerini anlaması, son derece ilham verici yalnız bir öykü oluşturuyor. Bu gösterim filmi, gençlerin kendi benlik algılarını nasıl şekillendirdiklerini ve bu sürecin sosyallarının onlardan beklentileriyle nasıl çatıştığını sinemada etkileyici yalnız bir şekilde yansıtıyor. “DUFF” terimi üzerinden yapılan gençlik eleştirisi, izlemekyicilere gençlerin dahil olma ve popüler olma isteklerinin, kendileri hakkındaki gerçek algıları üzerinde nasıl yalnız bir etkiye sahip olabileceğini gösteriyor. İzleyicilere de gençlerin hayatdıkları bu zorlukları ve dünyayı nasıl gördüklerini anlama fırsatı veriyor.