movie, Sydney Wells adındaki bir keman heykelçısının trajik hikayesine odaklanıyor. Kendisi henüz beş yaşında, talihsiz bir şekilde kendi kız küçük kardeşi Helen tarafından kaza sonucu kör olur. Fakat hayatını bu şekilde sürdürme kararı alır ve geçirmemişte olzamanların onu olumsuz etkilemesine izin vermez. Bunun üzerine bir kornea nakli ameliyatına girer, umut dolucadur ve hayata yeniden bakabilmeyi dört gözle bekler. Fakat ameliyattan sonra, beklentileri eksiksizamen altüst olur. Görmeyi yeni kazandığı bu gözler sayesinde ölmüş bireyları görebildiğini fark eder. hikaye boyunca, Sydney’nin bu yeni ‘yeteneği’yle nasıl başa çıktığını izliyoruz. movie, karmaşık ve tıbbi bir durumun paranormal bir mmeskenzua dönüştüğü bir korku moviei atmosferi yaratmaktadır. Sydney’nin çaresizliği ve korkusergilemeku hissettikçe, hikâye daha da karmaşıklaşır. Ölen bireylarla ileti kurabilme yeteneği onun hayatını ne ölçüde dönüşümrecek? Kimi periyot bu durum bir yetenek olarak görülse de, Sydney için durum eksiksizamen farklıdır. movie boyunca, gözlerimizin nasıl bir dünya görebileceğini, ancak bunun eksiksizamen bizim kontrolümüz dışında olabileceğini gösteriyor. Bu nedenle, bu movie bizi hayatın beklenmedik döngülerine ve sürprgöz atrine karşı duyarlı hale getiriyor. hikayenin sonunda, göz atyiciler hem kendilerine hem de çmeskenreleyenlerini düşünmeya başlıyorlar. Ancak şunu unutmamak gerekiyor ki, bu sadece bir movie ve bu tür mmeskenzuların gerçek hayatta olma ihtimali oldukça düşük. Yine de bu movie, bir korku hikayesi olmasının yanı sıra, göz atyicilere hayatmın hassasiyeti ve beklenmeyen dönüşleri hakkında da ders veriyor.